Okul Öncesi Dönemde Utangaçlık

Icon

Okul öncesi dönemin çocukların sosyal ilişkilere adım attığı ilk dönem olduğu söylenebilir. Akranlarla kurulan ilişkiler çocukların kendilerine olan güvenlerini etkilemektedir.

Çocukların yeni girdiği ortamlarda bir süre, alışana kadar utangaçlık yaşaması normal sayılırken bu durumun süreklilik halini alması ve çocuğun sürekli utangaçlık içinde olması bir sorun olarak kabul edilir. Utangaç olarak nitelendirilen çocuklar zamanla bu durumu kabullenerek kendisiyle ilgili kötü düşüncelere sahip olur.

Okul öncesi dönemdeki sosyalleşme; sosyal ortamlarda çocuğun kabul edilebilmek için ne kadar istekli olduğuyla, davranışlarıyla ilgili fikir sahibi olmalarıyla ve zihinsel yeterlilikleriyle ilişkilidir. Zolten ve Long (1997)’a göre utangaçlığın nedenlerinden birisi de sık sık eleştirilme durumu olabilir ve bu da diğerlerinden uzaklaşmasını sağlar.

Çekingenlik durumuna kız çocuklarında erkeklere göre daha fazla rastlanır. Bu durumun nedeni de toplum tarafından kızlardan beklenen daha sakin, uslu çocuk olma beklentisi olabilir.

Bebeklik döneminde kendini koruma amaçlı yabancı kişiler ve yabancı ortamlara olumsuz tepki gösterilebilir, ilerleyen dönemlerde ise bu durum farklı sebeplerle çekingenliğe dönüşebilir. Çekingen çocuk dikkat çekmekten kaçınır. Henüz birey olma yolundaki çocuğun çekingenliğinin normal olduğu düşünülürken aşırı çekingenliğin doğal olduğu düşünülmez. 5-6 yaşlarında çekingenliğin çok fazla olmasında aile tutumları oldukça önemli bir etkendir.

Çekingenlik ve utangaçlığa sebep olan ebeveyn tutumlarından koruyucu anne ve baba tutumuna sahip ebeveynlerin çocukları sürekli başlarına bir şey gelecek korkusuyla yetiştirildikleri için kaygılı olabilirler.

Otoriter ebeveyn tutumuna sahip ailelerin çocuklarına bakıldığında ise ebeveynleri sürekli ne yapmaları gerektiğini söyledikleri için bu çocuklar tek başlarına nasıl hareket edeceğini bilemezler ve genelde anne, babalarına bağımlıdırlar. Ebeveynlerin çocuklara yönelik mükemmeliyetçi beklentileri en ufak bir başarısızlık durumunda çocukta başarısız, yetersiz olduğu düşüncesine sebep olabilir. Ayrıca ebeveynlerine karşı düşüncelerini ifade etmesine fırsat verilmeyen çocuk sosyal ortamlarda da kendini ifade edemez, çekingenlik yaşar.

Yargılayan, eleştiren aileler sürekli çocuğu başkalarıyla karşılaştırıp aşağılama eğilimindedirler. İlgisiz ebeveynlerin çocuklarının da ebeveynleri ilgi ve sevgiden mahrum bıraktıkça dış dünyayla ilişkisi gelişemez, çocuk kendini yeterli hissetmez ve özgüven sorunu yaşar. Dengesiz ve kararsız anne baba tutumun sahip ebeveynlerin çocukları ise aile içerisindeki tutarsız davranış ve tepkilerden dolayı güvensizlik yaşar.